9 Aralık 2010 Perşembe

İpekçi'de yenilmiyoruz!!!

       Bugün sürprizler günüydü. Spartak'ı yenmek sürpriz değildi. Zaten demiştim "Deplasmanda Kaunas gibi zayıf bir takıma bile yenilmişler, iyi oynayamıyorlar" diye. Ama bizim için moral ve güven açısından önemli bir galibiyetti her ne olursa olsun.

       İki tehlikeli uzuna sahip bir takım Spartak. Yıldızları MVP  L.Jackson dışarıda oynadı daha çok. Diğer uzun ise içeride. Sylvia haliyle  içerideki uzun ile boğuşmak zorundaydı. Louren'in yanında Melisa ve Bahar oynadı. Bahar gibi iri kıyım bir kız bile Louren'in yanında çocuğu gibi kalıyordu. Çok ilginç, bu kadar iri bir kadın ama uzaktan baktığında normal insana benziyor. İnsan bakmaya kıyamıyor, çok güzel bir kadın ve sporcu (her açıdan). Yalnız uzaktan baktığınızda, siz uzaklık 10 metre sanırsınız oysaki 20 metredir :) Kız her oyuna uygun bir fiziğe ve oyun bilgisine sahip. İki uzun bizi epey zorladı Melisa iyi boğuştu o anlamda. Bahar hırslıydı ama mücadelesini  iyi ortaya koyduğunu düşünmüyorum.

       4 numaralı oyuncuları maça 4/4 ile başladı ikisine 2 lik kararı çıktı diğer ikisi 3 lüktü. Başımızı ağrıtacaktı ama P.Chatman  rotasyonda gecikmeler ve saçmalamalar yaşayınca, 23 numaraları ile 4 numaraları  ellerinin sıcaklıklarını yitirdi. Maçın sonunda da  hep oyunda olduklarından, yoruldular, elleri titredi. 9 numaralı oyuncuları iki uzunun alternatifi olarak kenardaydı. Hangisi çıkarsa 9 numara giriyordu. Ama basketbol ile alakası olan bir kardeşimiz değildi. Ne yazık ki Bahar bunu anlayamadı. Anlayabilse üzerine oynayabilirdik hücumlarda. Ribauntları bile elinde tutamıyordu bu kızcağız.

Aslan Parçası Lauren'e blok'a hazırlanırken


       Bizim takıma gelirsek eğer, dedim ya sürprizlerle doluyduk.  Mesela maça her zamanki gibi başladıktan sonra tutulduk. 4-11 geriye düştük. Deplasmandaki maçlarda işte bu geriye düşüşten sonra toparlanamıyorduk maç kopuyordu. ama kendi evimizde seyircinin büyük etkisi oluyor.Takım gene toparlandı. Sonra aynı tutulmayı 2. periyotta da yaşadık. 24-31 geriye düştük. Gene toparlandık 31-31 yaptık durumu. Maç hep böyle git-gellerle geçti.

       Hodges sürprizin kralını yaptı. Bir çok defa, atmaktan korkmadan attı. Ki "bu takıma 3. bir skorer girmezse yenemeyiz kimseyi" diyorduk. Bu 3. skorer olma görevini Hodges sağladı. Ama çok yanlış tercihlerde de bulundu. Bunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bunun dışında kapasitelerine göre değerlendirirsek Nihan çok iyiydi ve Gintare oyunda kaldığı sürelerde pota altında çok etkiliydi işin savunma tarafında. Ama ne yazık ki o da hücumda varlık gösteremiyor. Melisa uzun süredir takımda hareket eden dişlilerden, bu hareketini bugün de gösterdi.

       Seyirci  fazla değildi ama çok iyiydi, maçın içindelerdi. Maçın son periyotunda VİP tribünü ve saha kenarını da havada gördüm karşı tribünde ve saha kenarında :) Hele son anlar zaten ıslıktan salon yıkılıyordu o  az seyirci iyi gürültü çıkardı.

       Hakemler salak takıntıları ile maç boyu devam ettiler oyuna. Çok net faul olmayan iki pozisyonda Melisa'ya faul çalındı. Bir faulünde de arkadan 4 numaraları itekledi Melisa, Lauren'e faul yaptı. Hakem 4 numaranın hareketini göremedi. Oyuncu  değiştirmelerde  gereksiz şekilde diğer oyuncunun çıkmasının beklenmesi ayrı komedi idi. Molalarda daha mola bitmeden hakem bunun haberini veriyordu. Hatta bir mola sonrası takım sahaya çıktı, Işıl kenerdaydı Hakem, Işıl'ın yanına geldi "sen oynuyormusun" dedi:) Görmüyor mal sahadaki 5 oyuncuyu:) 

       Abdi İpekçi'de taraftarın önünde Erkek ve Kadın basketbol takımlarımız daha farklı oynuyor. Mağlubiyet görmedik ne zamandır. Bu uğur devam eder umarım. Seyircinin ne kadar etkisi olduğunu da siz düşünün. Lauren Jackson için bir şeyler söylemek istiyorum. Bu kadın  Avrupa pasaportuna sahip mi bilmiyorum. Ama GS bu kadını alabilirse büyük iş yapar. Dış oyuncularımız voleybol oynar, Sylvia ve Lauren işi bitirir. Ki Lauren bugün de gösterdi 3-4-5 numaralarda oynayabiliyor. Sylvia ile yanyana pekala oynayabilirler pek de güzel olur.

       Sonuç olarak, keyifli bir gündü. Salonda olduğum için her zaman ki gibi mutluydum. GS'ın SPOR klübü olduğunu  bilen ve inanan insanlarız. Samsun Basket maçında takımımıza başarılar diliyoruz, kolay olmayacak bir deplasman..

          Peşindeyiz!!!

8 Aralık 2010 Çarşamba

Transfer Hikayeleri

      Geçtiğimiz 1000 günün muhasebesini yaptığımızda 400-450 gün transfer için gelen ve gelecek oyuncuları konuşup, 400 gün kadar da gidecek ve gitmesi gereken oyuncuları konuştuk. Çünkü GS spor klübünün takımları bize genel olarak konuşacak konu bırakmadılar. Önceleri Futbol takımımız için konuşurken, bulaşıcı bir hastalık gibi Voleybol ve Basketbol takımlarımıza da yansıdı bu transfer beklentileri. Bugün GS'ın hangi takımını sorsak taraftar, gitmesi ve alınması gereken oyuncu isimleri sayacaktır. Son 3 yılda bu kadar çok transfer yapılmasına rağmen hala yapılması gereken transferlere ve takımlardan gitmesi gereken oyunculara sahipsek ve günahı olmayan oyuncuların gidişini seyretmişsek, sorunun sporcu ve taraftarlarda olmadığı en azından büyük suçlu olmadığı kesin.

      Evet gene sportif başarısızlık ve beklentilere doğru orantılı olarak  başta futbol olmak üzere, transfer beklentilerine başladık. Futbolda transfer döneminin açılışına az bir süre kala tabii ki beklentiler ve transfer duyumları artmaya başladı. Bir önceki  yazımda sizlere "...yarın transfer planımızı açıklayacağım..." dememe rağmen net bir bilgi gelmediği için (ki gelmesi çok garip olurdu) bugüne kadar beklettim bu yazıyı. Hala net bilgi gelmemesine rağmen  sosyal iletişim araçlarından gelen istekler üzerine, duyduklarımı ve gene sizlerden gelen bilgileri buraya taşıyacağım. 

       Öncelikle vahim bir durumdan bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi Aslantepe'ye geçmemize az bir süre kaldı.  Yönetimimiz Aslantepe için bir strateji belirlemiş daha Eylül ayından. GS futbol takımı şu an ligde açık ara lider de olsa Aslantepe kadrosuna 3 tane ses getirecek transfer yapılacakmış. Bunun için gerekli kaynaklar hazırlanmış. Zaten Haginin son basın toplantısını dinlemişseniz orada Hagi de bu kaynaktan cümle arasında bahsediyor, " şimdi para da var"  diyor.

        Evet acı bir durum. GS'ın şampiyon olması için gerekli ve olası transferleri yapmaktansa Aslantepe'ye  giderken bir rüzgar estirerek gitmek için yönetim, farklı planlar yapıyor. Kötü yanı, takım belki de bu durumda olmazdı. Rijkaard hala takımın başında olurdu. İyi yanı takımın o kadar çok  bölgeye takviyeye ihtiyacı var ki  transfer sezonuna başlarken, elde sıcak para olması bu ihtiyaçları karşılama da ilaç olacaktır.

       Eylül ayının başında klüp Aslantepe için 3 oyuncu transferi yapmayı planlarken, takımdaki gidişatın da kötü olması sebebi ile içlerinde Türklerinde olduğu en az 6 oyuncu transferi yapacağı gelen ilk duyumlar arasında. Bu yüzden de yerli pazarına yönelmiş durumdayız. Bu arada Bursaspor'un yabancı bir forvet ile anlaşmış olduğunu yanına da Fatih Tekke - Gökhan Ünal ikilisinden birini almayı düşündüğünü öğrendik. Ki Fatih Tekke'nin Eskişehir'e gitme durumu da var. Eğer Bursaspor bu yapmayı planladığı transferleri yaparsa, Sercan ve Volkan'ı GS'a verecek. Bu  anlamda klüp uzun süredir ilişki halinde Bursaspor ile. Hatta Sercan'ın devre arası takıma katılacağı kesin gibi. Volkan Şen için ise devre arası katılırmı bilinmez ama olmazsa sezon sonu GS'ın oyuncusu olacağı söyleniyor. Son 5 yılda yerli oyuncuya toplamda 5 milyon harcamamış bir klübün böyle bir politikaya dönmesi, gecikmiş ama yerinde bir karar. Bu arada Yiğit ve Yekta içinde teklif verildiği söyleniyor. Yiğit konusunda bir beklenti olsa da Yekta'yı Kasımpaşa'nın bırakmayacağı ya da zorlayacağı belirtiliyor. Avrupa'da oynayan yerlilere de yönelinmiş durumda. Cüneyt Tanman'ın başkanlık ettiği scout ekibi bu anlamda çalışıyormuş. Hatta Rapid Wien'in oyuncuları olan (ki GS'lı olduklarını alenen belirttiler) Veli ve Yasin içinde girişim varmış.

       Oyun kurucu mevkii için Adnan Polat'ın 2 senedir peşinde olduğu rüyalarını süsleyen bir play maker ile anlaşılmak üzereymiş. Elano ve Misimoviç'in gözden çıkarılma sebeblerinden biriymiş bu. Bu anlamda geçen sene seçim öncesi Ocak ayında, Ankara'da GSYİAD'lılara konuşan Adnan Polat'ın "bir dünya yıldızını getireceğiz herkes GS'ı konuşacak" demesi benim aklıma Ronaldinho'yu getiriyor bir de Diego'yu. Ronaldinho'nun Milan'da süre alıyor olmasına rağmen serbest kalmasına 5 ay kalmış olması, ikna edilmesi halinde zor bir transfer olarak gözükmüyor. Yaşlı sanılsa da 30 yaşında olduğunu belirtmek isterim. Yalnız tekrar belirteyim, oyuncu isimleri benim tahminim. Bu anlamda bir isim yok ortada dolaşan. Ama dün TV8'de söylenen "İbricic Türkiye'de!!!" haberi ve Boşnak basınında çıkan haberler, İbricic olsa şaşırmamamı gerektiriyor. Sonuçta Adnan Polat değil ama HAS adamı Adnan Sezgin'in en çok istediği oyunculardandır İbricic (Sezgin'in has adamı Ersun Yenal ile birlikte). Gene de ben İbricic haberlerinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu anlamda hiç isim duymadım. 

       Hagi orta sahada savunmaya yardım eden ama tekniği iyi olan, mücadeleci oyuncular istediğini belirtmiş. İbricic bu tanıma uysa da B2B anlamında transferi yapılması istenen ve girişimde bulunulan oyuncu olarak Kim Kallström ismi dolaşmakta. Bilindiği gibi GS Haziran'da da bu oyuncu ile ilgilenmiş ama oyuncu ikna edilememişti. Üstüne bir de sözleşmesi bitmesine rağmen Lyon ile sözleşme yenileyince, transferde motivasyon düşmüştü. Bu kez bonservisinden ziyade, oyuncu ikna edilmeye çalışılıyormuş. Baptista transferinin bittiği söyleniyor. Yalnız yıllık alınacak para konusunda artık astronomik rakamlar vermeyecek olan yönetim, Baptista-Ronaldinho gibi isimleri nasıl ikna etmeyi planlıyor bilmiyorum.

       Hagi'nin isteğinden bahsetmiştik. Orta sahada mücadeleci, savunmaya yardım eden, tekniği iyi oyuncular istemesi dışında, savunmaya bir stoper ve forvete etkili golcü istediği söyleniyor. GS'ın ligde kalan 2 maçını kazanması halinde Şampiyonlar ligi hedefi tuturulmaya çalışılacak en kötü ihtimalle. Transferlerde buna göre yapılacak. Gidecek oyuncular konusunda da devre arası bekleniyor. Gökhan Zan'ın Serdar Özkan'ın süre almaya başlaması bundan kaynaklanıyor. Gökhan iyi bir performans sergilerse, devre arası gönderilmeyecek sezon sonuna kadar olan performansı ve sakatlanıp sakatlanmaması da önümüzdeki sezon takımda kalıp kalmayacağını belirleyecek.

       Bunlar benim duyduğum ve gene sizlerin söylediği haberler. Teyit edilmiş bir durum yok. Özellikle Twitter hesabımdan ve GS basketten, net bir durum olduğu zaman açıklayacağım zaten. Bu yazıyı bu bloga saklamamın sebebi, dediklerimin olmaması durumunda GS Basket'i etkilememesi. ve gelebilecek tepkileri kendimin karşılamak istemesi. Sonuçta nedense insanlar bu tarz haberler verenlere karşı, hor kullanabilirim anlayışında.  Ağustos ayında transferin son günü GS, Baptista, Annan ve Lucas Leiva üçlüsünden en az birini alacaktı  Bunu belirttiğim için gereksiz mesajlarla uğraşmıştım. Buradan bu gereksiz mesajlarla daha rahat uğraşabileceğimden  bu yazıyı buraya sakladım. Ama herkesin hem fikir olduğu gibi Galatasarayımıza, ona layık YERLİ futbolcuların en başta takıma kazandırılmasını istiyorum. Pası verdiği adam Mustafa olursa, o adam iyi olsa ne olur R10 olsa ne olur. Transferde kimler gelirse gelsin işin içnide olan Galatasaray taraftarı Aslantepe için takımı ve taraftarı bu hale sokan insanları affetmeyecektir. Adnan Polat'a karşı olan düşüncelerimiz değişmeyecek..

3 Aralık 2010 Cuma

Adnan Polat'a Sorular

      GS'da yaşananlar artık herkesin malumu. İşler yolunda giderken Adnan Polat'ın altını oymaya çalışan muhalefet, asıllı -  asılsız dedikoduları, karalamaları medya yoluyla yayınlayıp, yönetimi zayıf hale getirdi. Yönetimin zayıf hale gelmesi tabii ki tüm şubeleri ve sporcuları etkiler pozisyona getirdi. Yani şubelerdeki sportif başarısızlıkları, Adnan Polat'tan ziyade, muhalefetin bu çirkefliğine, GS etiğine yakışmayan bel altı vuruşlarına bağlamak lazım. Muhalefetin belli kanadı, şu an sessizliğe bürünmüş durumda. Çünkü GS'da onların olmasını istedikleri anarşi ortamı, kaos oluşmuş durumda. Bu saatten sonra  fazla altını eşeleyip, deşifre olmak istemeyeceklerdir. Diğer taraftan camianın ağır topları vasıtası ile de başkana göndermeler başladı tabii ki. 

      Gelelim Adnan Polat cephesine, muhalefet böyle işlere girişti, peki Adnan Polat ne yaptı? Krizi yönetemedi Başkan. Basiretsiz, güçsüz, ezik bir karakter çizdi bu zor anlarda. Oysaki gerçek liderler, kaos anında belli eder kendini. Adnan Polat o anlamda tüm taraftarları, camiayı ve destekçilerini çok büyük hayal kırıklığına uğratmıştır.

      Adnan Polat, taraftarın onu protestosunu bile doğru okuyamamakta. Gerçekten bir acz içinde ya da gerçeği bilmesine rağmen bilmemezliğe gelip konuyu saptırmak istiyor. Ki gerçeği bilip de bunu uygulamaması daha büyük bir hata olacağından, ben bilmediğini, bu protestoyu okuyamadığını düşünüyorum. Bakın anlatayım Adnan Polat'ı artık neden istemediğimizi.

      Sayın Başkan  örneklerle açıklayacağım rahatsızlıklarımızı. Mesela, geçen sene Erkek basketbol ligi fixtürü çekildiğinde, FB'nin (sezon sonu finalinde Efes maçındaki olaylardan dolayı) 5 maçlık seyircisiz oynama cezası vardı. Fixtür çekimi olduğunda  her takım bir hafta içeride, bir hafta dışarıda oynamasına rağmen, FB 1. hafta içeride, 2. hafta dışarıda, 3. hafta içeride, 4. hafta dışarıda, 5. hafta dışarıda, 6. hafta içeride oynamıştı. 4. hafta Efes Pilsen 5. Hafta ise GS ile vardı maçları. Ve bu maçlarını seyircisiz oynamamak için TBF ile bir oyuna gitmiş, bir şekilde fixtürde oynama yapılmasını sağlamıştı. Siz ne yaptınız sayın başkan? Hiç sesinizi çıkarmadınız. Biz bunu söylediğimizde de boş işlerle uğraşmayın dediniz. Oysaki FB ile ilk maçımızı deplasmanda seyircisiz oynayıp onları yenebilirdik (kendi sahamızda zaten yeniyoruz) O zaman play offlarda olacaktık. Geçen sene 1 mağlubiyet farkı ile kaçırdık mesela Play off'u. Bu arada GS küme düşsün, olmadı Play off'lara kalamasın diye Banvit ve FB, Bornova Bld'sine yenildiler. Ki aynı FB, 21 Nisanda Bornova'ya yenildikten 7 gün sonra Play off maçında 25 sayı fark attı aynı takıma. Tabii ki bunlar ispat edilmesi zor işler ama bu anlamda sesinizi yükseltmeniz gerekmiyormuydu  Sayın Başkan?

      Gelelim Voleybola, çok eskilere gitmeyeceğim takım yapılanmalarından bahsetmeyeceğim. Çok değil 2 hafta önce GS-FB bayan voleybol takımları maç yaptılar Burhan Felek spor salonunda. Seyirci yarı- yarı idi. Hiç bir olay olmadı. Gayet sakin maç izlendi ve bitti. Bir hafta sonra bu kez FB-GS erkek voleybol takımlarının maçı vardı. Bu kez evsahibi FB gözüküyordu. 2 saat içinde Voleybol federasyonu bir karar çıkarttı ve GS ile FB arasında oynanacak Voleybol maçlarında, sadece evsahibi seyircisinin alınacağı bildirildi. Bu nedir Sayın başkan? Allah için bir kelime ettiniz mi bu konu hakkında? Peki ligin ikinci yarısı Kadın voleybol maçı ne olacak? Sadece FB'liler mi olacak ilk maçın aksine Sayın Başkan?

      Gene aynı günden devam edeyim. Pazar günü GS'ın 3 tane derbisi vardı. FB-GS voleybol erkek, FB-GS Kadın Basketbol ve GS-BJK futbol maçları. Sayın başkan İstanbul'da oynanan bu maçların saatlerinin belirlenmesinde hiç mi rolünüz yok? Siz hiç gördünüz mü FB'nin  3 değil iki branşının maçlarının birbirine çakıştığını? Siz neden bu anlamda basiretsizsiniz Sayın Başkan? GS'ı feriköy spordan farksız hale getirdiniz. Takımının Spor klübü olduğunu düşünen bir FB taraftarı, her branşın maçını izleyebilirken, biz bunu bir türlü beceremiyoruz. Denizli Belediye ile oynadığımız bence uyduruk, saati rahatlıkla gündüze çekilebilecek bir maçı gece oynayıp, gene Kadın basketbolcularımızın Aynı saatte maçı olmasından dolayı 100 kişiye oynamasına neden olmadınız mı mesela Sayın Başkan?

       Eskiden GS ile ilgili, birileri basında yazı yazacaksa, bu adamlar basının ağır topları olurdu. Öyle önüne gelen bel altı vuramazdı GS'ımıza. Şimdi 20 yaşındaki çocuklar bile GS hakkında haber yapıp, yönetime, klübe, takımlarımıza laf giydirebiliyorlar. En garip olanı, en son siz Taylandda iken Yeni Şafak Gazetesi sizinle yaptığı röportajı yayınladı. Upuuzuuun bir röportajdı. Daha sonra bu röportajı yalanladınız. Bunların hepsinin birer oyun olduğu çok belliydi. Eğer oyun değilse, zaten o gazetenin genel yayın yönetmenine, Gazeteye ve o yazara dava da açardınız. Nasıl bir hayal gücü sizin ağzınızdan uzun bir röportaj yazar? Yoksa gerçekdi de o röportaj "ama yalanlarım haberin olsun" mu dediniz Sayın Başkan?

      Frank Rijkaard sezon sonu, "bu takım kalitesiz" derken hocanıza güvenmediniz (ki o zaman Rijkard'a kızanların tamamı şimdi, "GS takımı kalitesiz" diyor). Hoca Servet'i göndermek istediğinde, LİG TV'deki bir röportajınızda "GS'da takımda kimin oynayacağını hoca belirler ama kimin gönderilecğeine ben karar veririm" dediniz. Gönderilmek istediğini bilen Servet'in (ki bu yüzden sık sık güven sorunundan bahsetti kendisi) takımda tutulmasını sağlayarak bombanın pimini çektiğinizi düşünmediniz mi Sayın Başkan? Lige ve takıma alışmış, üstelik az paraya oynayacak olan Dos Santos'un takımda kalmasını istemesine rağmen, hayır diyip bunu onaylamazken yerine oyuncu arayışına girmediniz mi Sayın Başkan?

      Bu sene Futbolcuların takımı sabote ettiği, sabote etmese bile takımda bir bölünmüşlük olduğu çok belirginleşti. Peki geçen sene durum farklımıydı? Haldun Üstünel ile Arda neden küstüler Sayın Başkan? Nerede görülmüş Futbolcunun, seçilmiş yöneticisine posta koyduğu? Geçen sene de Elano'ya, hatta ilk geldiğinde Gio'ya pas atılmadığını görmedinizmi Sayın Başkan? Ki maçlara giden birisiniz, bunun çıplak gözle çok rahat görüleceğini bildiğimden soruyorum, Hiç böyle bir durum hissetmediniz mi? Buna önlem aldınız mı Sayın Başkan? 

      Sabah akşam GS'ın altını oyan, Florya'ya çöküp, orada hakimiyet kurmak isteyen eski GS'lı topçuların bir de üyelik aidatını cebinizden ödeyip klübe üye yapmadınız mı Başkan? 

      GS için tarihte görülmemiş şekilde bir baskı, haber de değil hakaret dolu manşetler atan  TV'lerinde veren, yanlı yayınlarla, GS taraftarını malamat eden medyaya, nasıl bir yanıt verdiniz Sayın Başkan? Taraftar, "Hürriyet alma aldırtma!!!" kampanyası yaparken, bir de ayağına gitmediniz mi Hürriyetin? GS'a en aşağılık şekilde TV'de küfür eden adamla (Saatçi Ercan), Almanya'daki GS-FB maçında beraber oturup, neşe içinde yemek yemediniz mi Sayın Başkan? GS için takımı bozmaya yönelik eleştiriler yapmayı görev bilen NTV ve NTV Spora  GS firmalarının reklamını vermediniz mi? Üstelik o NTV'de bir tane GS yorumcusunun bile olmadığını  göre göre bunu sormadınız mı? Lig TV 'de  neden program yapan GS'lı yok Başkan?

      Aziz Yıldırım ile program yaptıklarında, el pençe divan duran programcıları gördüğünüzde, Rıdvanın asker arkadaşı ile konuşur gibi yayılarak oturmuş, size "yeeaa başkan" diye ettiği hitapları, davranışlarını düşünüp utanmadınız mı, üzülmediniz mi Sayın Başkan?

      Gelelim GSTV'ye. Bence 2 sene öncesine göre gayet iyi gelişmelerin yaşandığı, çalışan insanların, gerçekten ortaya bir şeyler koymaya çalıştığı bir platform. Ama dikkatimi çekti, Kanalın yöneticisi Hasan Tankaya, Mustafa Yücedağ'ı kenara çekip yaptığı tercümeleri sorguluyor (ki onu görevi değil.) Ama gel gör ki kanala uğramıyor. Kanal çalışanlarının bir çok projesi var, bunlar hayata geçirilemiyor. Öte yandan kanaldaki GS'lılar yavaş yavaş GS'dan uzaklaştırılırken,  misal Can İşbakan gibi FB'li olduğu bilinen bir genci Kanalın programlarında ve Basketbol maçlarında yorumcu olarak sık sık görmekteyiz. Bizler mesela Müge Berkalp'i  Kadın maçlarında yorumcu olarak gördüğümüzde, büyük mutluluk duyuyoruz. GS TV'de  yorum yapacak GS'lı bulamıyorumusunuz? O zaman özür dilerim ben Lig TV'den ve NTVSpor'dan. Ben onların kanallarında GS'lı yorumcu yok diye kızarken, klüp kendi kanalında bile FB'li yorumcu ile çalışıyor. Bunları bilmiyormusunuz Başkan? Yoksa biliyorsunuz da bilerek mi yapıyorsunuz. Taraftarın sabrını mı deniyorsunuz?

      Aslantepe TT Arena sürecine girmek için klüp transfer stratejisinde oynamalar yaptığınızı da duydum. Transfer döneminde yapacağınız  hareketleri ve nedenlerini de yarın anlatacağım Başkan. Umarım bunları okur veya haber alırsınız. Taraftarın neden "Yönetim İstifa!!" dediğini o zaman daha  doğru okumuş olursunuz. Bizler 14 sene şampiyonluk için bekledik. Yetmedi 14 sene Stat için bekledik. Gerekirse 14 sene de GS'a layık bir Başkan ve Yönetim Kurulu için bekleriz. Ama sizlerin, bir daha -GS'a başkan olmayacaksanız bile- bu hataları yapmamak için bu resimi iyi okumanız lazım. 

       Yarın GS'ın yapacağı ve yapmayı düşündüğü transferlerin açılımını yapacağım. GS yönetiminin neden bu hamleye giriştiğini de...