Galatasaray spor kulübü sonunda, spor kulübü olduğunu tekrar hatırladı. Camiada bir çok branş ayağa kalktı. Futbol ise geçen yıllara nazaran, alışılmadık bir durgunluk yaşıyor. Yönetimin futbol kanadında bir çok dalgalanmalar var. Bunu bir sonraki ayzımda işleyeceğim. Şu an tekere çomak sokmak istemiyorum. Umarım her şey tekrar yoluna girer.
Sadece yönetim bazında değil aksaklıkalr. Futbol şubesine resmen çökmüş durumda bu aksilikler. Sakatlanmaktan ziyade, sakatlamaya daha müsait bir yapısı olan Lorik Cana'nın da sakatlandığını öğrendik bugün. Takımda bir gudubet var. Taraftarın yaydığı negatif enerjide cabası. Ali Sami Yen'e hangi 11 çıkarsa çıksın bizim 11'imizdir arkadaşlar. Barış da çıksa, Kalede Aykut, Forvette Batdal da olsa, o 11 bizimdir. GS forması giyip çıkacaklar o sahaya. Ama öyle bir hava var ki "şunlar bir çıksa da iki küfür etsem" gibi bir ruh içinde yeni nesil taraftarları özellikle. GS ile ilgili forumlarda bile bu bayağı belli oluyor. Yaşı daha fazla olan üyeler "GS'ın olduğu yerde her zaman ümit vardır" şiarındayken, diğer arkadaşlar isyan noktasında.
2006 da Cihan'larla, Orhan'larla rekor puanla şampiyon olduğumuzda, sezon başında hazırlık maçında yenilmiş, Trömsö'ye elenmiştik. Ama sezonu şampiyon tamamladık. 2000 yılında sezona mağlubiyetle başladık neler oldu biliyorsunuz. Siz ayrıca geçen sene 6 da 6 yaptığımızda da neler olduğunu biliyorsunuz.
Sonuç olarak takımınıza güvenin bu takım bizim takımımızdır. Bir kere taraftar olmanın gururunu yaşayın. Sizin gördüğünüz şampiyonlukların, kupaların toplamını, hayatı boyunca göremeyecek FB'liler BJK'lilar var biraz bunları düşünün. Elalem "You!ll never walk alone" derken nasıl heyecanlanıyorsanız, sizler de onu şiar edinin. "Peşindeyiz her yerde" diye bağırıyorsak, ona layık şekilde yaşayalım. Galatasaray Galatasaraylılarındır. Hiç kuşkusuz o hissi içinde yaşayanlarla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder