19 Ekim 2010 Salı

Onuru olan kaldı mı ?

      

Tüm Galatasaray'lılar gibi benim de yazmak istemediğim bir süreci yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Galatasaray'da olanları görmek için fazla akıllı olmaya, hin olmaya gerek yok. Her şey ortada ayan beyan gözüküyor. Bu arada tekrar sizlerin bildiği şeyleri anlatmayacağım. Bence son süreçte iki cümle ön plana çıkıyor. 

      İlki, Ankaragücü maçı sonrası Rijkaard'a bir gazeteci soruyor "haftaya FB maçı var o maç ne olur?"  Rijkaard bu soruya yanıt olarak " gidin onu futbolculara sorun!!" diye yanıtlıyor Mustafa Yücedağ ise "şu an onu düşünmüyoruz" diye çeviriyor. Ki burada anlaşılması gereken mesajı sanırım hepiniz alıyorsunuz. Rijkaard resmen diyor "Futbolcular maç satıyor FB maçı ne olur bilemem çünkü futbolcuların canı maçı kazanmak isterse kazanırlar yoksa yenilirler" diyor. S-A-B-O-T-E  ediliyoruz diyor adam.

      Hemen ardından Mustafa Sarp ve Servet basın toplantısına çıkıyor. Sanki bilinçli olarak onlar çıkarılmış gibime geldi bu toplantıya. Çünkü bence maçın iki kahramanı bu adam idi. Mustafa, "İstifa" seslerinden tatmin olmuş olsa gerek ki gülerek katılıyor basın toplantısına. "Şu an size komik gelecek ama bu maçı galip gelmiş gibi düşünüp FB maçına hazırlanmalıyız" diyor:) Adam kendini galip hissediyor arkadaş.  Çünkü onun maça çıkarken amacı Rijkaard'ı göndermek ve nerdeyse başarmış. Tabii ki galip geldiğini hissediyor. "gordünmü koçum!! gideceksin dedim mi gidersin ben kazandım" diyor resmen. Tabii Mustafa, Bülent'in adamı bunu da ekliyeyim. Ama can alıcı cümleyi Servet ediyor. " bana güvenildiği kadar oynarım" diyor. Yani "hoca bana güvenmedi, senmisin güvenmeyen dedim bende" diyor adam. E yuh!!! yuh kere Yuh!!! 

      Eğer Galatasaray'da bir yönetim olsa Servet ve Mustafa Takım otobüsüne bile bindirilmezdi kadro dışı bırakılırdı. Devre arası da satılırdı. Ama Galatasaray'da yönetim yok arkadaşlar. Taraftarın duyguları ile oynamak içni belirlenen şablon kelimelerle gaz veren, basiretsiz, beceriksiz adamlar var o koltuklarda. Açık ara GS tarihinin en kötü başkanlığını yaşıyoruz. Rahmetli Canaydın bile en azından dışarıda klübü dik tutuyordu. Adnan polat ise dediği hiç bir şeyi yapmadığı gibi, yampiri yampiri yürümekten,  arkasından iş çevirenlerle beraber takılmaktan büyük zevk alıyor. Başkanı Aziz Yıldırım ile takılan camianın,  futbolcusu Emre Belözoğlu ile takılıyor diye bu taraftar neden kızıyor anlamıyorum.

      Şimdi GS'da  taraftara duygusal ajitasyon  yapma, duygularını güdülerini kullanma vakti.  Taraftarın en az üçte ikisi Rijkaard'ın arkasında ve gerçekleri görüyor. Ben size söyliyeyim gelecek hocayı, teknik kadroyu. Büyük ihtimalle Hakan Şükür Sportif Direktör olur. Hagi Teknik direktör olur yanına Bülent korkmaz -Ümit Davala gibi biri getirilir. Tugay Alt yapıda kalır. Hatta Prekazi GSTV'ye yorumcu yapılır. Hakan Ünsal güvenliğin başına getirilir. Terim Futbol A.Ş'ye gelebilir, Adnan Sezgin operasyonel anlamda yetkileri alınır göya. Ve taraftarın idol gördüğü adamlar bir süre Galatasaray'ın başında tutulup,  taraftarı yakında tutmaya çalışılır.

      Adnan polat 3 sene de yaptığı, futbolcu sultasına karşı mücadeleyi, kaybetmiş oldu Rijkaard'ı göndermeye  başlayarak. Işıın Çelebi'yi Aslantepe çatısı konusunda yaptığı tartışma ile çok sevmeye başlamıştım. Son yönetim kurulu toplantısından sonra artık sonsuz sevgi duyuyorum. Adam kere Adamsın Işın Çelebi!! Takımda Rijkaard'ın kalması  ve geniş temizlik yapılması gerektiğini sadece o söyleyebilmiş yönetimde. Diğerleri ya gitsin demiş yada (Adnan Polat Yiğit Şardan Murat Yalçındağ) Çekimser kalmış.

      Sonuç olarak biz paganist değiliz. Rijkaard'a taptığımız yok. GS'daki esas sorunu gören, aklı başında insanlarız. GS'da kalıcı yararlar sağlamak isteniyorsa bence yapılacak ilk iş, Adnan Sezgin ve Servet ile yollar hemen ayrılmalı. Devre arasında Hakan Balta, Aydın Yılmaz, Mustafa Sarp, Pino, Barış Özbek ile yollar ayrılmalı Sezon sonu ise Sabri Sarıoğlu, Arda Turan satılmalı Ayhan akman'a teşekkür edilmeli. GS'ın geleceği de ancak böyle kurtulur. Yüzüne tükürenlere teşekkür edip, çay ikram ederek değil. o kadar onursuz olmadık daha.

      Derdim Rijkaard değil yani. Rijkaard gidip, Mourinho da gelse itiraz ederim. Çünkü bu şerefsizler gitmeden Rijkaard giderse sorun hallolmaz. Son olarak şunu demek istiyorum. Rijkaard gittiği gün, GSTV, GS Bonus, GS Mobile, GS dergi aboneliklerimi iptal ettireceğim. Samiyen kombinemi BJK maçında kullanırım sadece. Aslantepe kombinemi de iptal ettireceğim. Artık GS maçlarını klasik taraftarlar gibi seyredeceğim. Maç başlamadan meyhanede  bir yer kapıp o 2-3 saat yaşayacağım GS'ı. GS'ı bensiz bırakmıyorum Bensizde  giderler ama beni GS'sız bırakıyorum kendimi cezalandırıyorum.

       Basketbol kombinemi ise iptal ettirmeyeceğim. Orada her şeye rağmen, onurlu mücadele eden, adam gibi adam olan oyunculara sahip bir takım var, onların arkasındayım. Ama bundan sonraki mücadelem Adnan Polat'ın gitmesi için olacak. İmza toplayacağım,  slogan atacağım. Onuru olan  bu klüpten yollarını ayırsın. Biraz onuru olan kaldı mı yönetimde ve Futbolcu kadrosunda?  GS için düşündüklerim yüzünden kendimi 70lerin solcusu gibi hissetmeye başladım. O zaman,

Yaşasın tam bağımsız demokratik Galatasaray!!!

3 yorum:

  1. adnan polat'ın çekimser oy kullandığı ne kadar kesin bir bilgi? eğer bu bilgi doğruysa bence adnan polat'ın sadece bu yüzden başkanlıktan ayrılması gerekir. böyle bir acziyeti özhan canaydın döneminde bile görmedik. bir başkan bu konuda fikir belirtip liderlik etmeyecekse hangi konuda edecek?

    YanıtlaSil
  2. Evet aslında bu da önemli bir ayrıntı. Benim tahminimce Adnan Polat'ın kafasındaki düşünce Rijkaard'ın kalmasından yana. Bu yüzden diğer üyeleri etkilememek istemiş de olabilir. Zaten gerçekten çekimser olsa Rijkaard'ın görevi dün 10:00 itibarı ile biterdi. Rijkaard gitsin dese zaten biterdi. Ama haklısın görüşünü ortaya koymalı donelerini vermeliydi yönetim kurulundaki arkadaşlarına.

    YanıtlaSil
  3. bence de etkilememek için çekimser kullanmıştır :) ama kullanıp etkileseydi keşke...

    YanıtlaSil