31 Ekim 2010 Pazar

Bitti mi Her Şey?

      Uzun zaman yazmak konusunda kararsız kaldım. GS'da takımı sabote ettiği bilinen ve alenen görülen oyuncular,  bir Fener beraberliği ve ardından Antalya galibiyeti sonrası unutuldu. Takımın sobetesi hakkında önemli bir ayrıntı Antalya maçından sonra göründü. Maç bittikten sonra takımın hemen hemen tüm oyuncuları, sahayı terketmedi. Sabri üçlü çektirdiğinde hala herkes sahadaydı. Rijkaard'ın GS'ında ise maçı galip de bitirsek, hemen soyunma odasına koşturuyorlardı. Takımda o zamanki kaynaşma ile şu anki kaynaşmanın farklı olduğu muhakkak.

      Şimdi bir çok kişi, "Yahu takım iyi yola giriyor. Sakatlar dönünce daha iyi olacağız kazıma takımın altını" diyebilir. Ama arkadaşlar unuttuğunuz bir durum var. Skibbe geldi ilk 6-7 hafta bu takım süper oynadı sonra çöktü. Oyuncular takımı sabote etmeye başladı. Skibbe gönderildi, yerine kaptan Bülent geldi. Kalli'ye soyunma odasında postalar koydu. "Hocayı satanları takımdan göndermezseniz bu takım ligi 5. bitiremez" diyen Kalliye inat birleşme sağlandı. Tribün buna ses çıkarmadı. Bordo maçını üstün ve azimli bir oyunla kazandık. Herşeyin üstü örtüldü ve ondan sonra GS çöküşe geçti. Kalli haksız çıktı ligi 5. bitirebildik. 

      Rijkaard geldi takım gene ilk 6-7 hafta süper oynadı. Hocaya kendini göstermeye çalışanlar  direnç gösterdi sahada. Sonra gönülsüzlük, kendini maça tam verememek devreye girdi. Rijkaard da gönderildi. Şimdi Hagi geldi, iki maç ile her şey örtüldü. Ama sonumuz gene aynı olacak diye korkuyorum.

      Şu gerçek ki bizim insanımıza, "Deveye diken" muhabbeti ile takılacak hocalar lazım. Fatih hoca ilk geldiğinde mesela böyle bir hocaydı. Ağzını açanın gözünün yaşına bakmazdı. Başarılar da ardı ardına geldi. Ama ikinci gelişinde, eskiden tanıdığı oyunculara hoşgörülü davrandı. O oyuncularda hemen altını oydular. Fatih Hoca da kayıtsız kalmadı, onları geç de olsa kadro dışı bıraktı ve  bu kez iyicene altını oydular hocanın. Bizim futbolculara nefes aldırmayacaksın burası kesin. O kadar çok antrenman yaptıracaksın ki antrenman sonrası yorgunluktan, beyine kan gitmediğinden kafaları hinliğe çalışamayacak durumda olacak.

      FB maçı GS için dönüm noktalarındandı. Sonuca bakmadan, bir çözüm üretebilecek dirayette bir yönetim görmek istedi bu gözler. Tabii sonuca odaklı yaşamayı seçmiş bir topluma, böyle yönetim yeter de artar bile. Sonuç olarak herkes mutluydu. Bakalım ilerleyen günler umarım bizi haksız çıkarır. Şu an tek umudum, bizans oyunları konusunda uzmanlaşmış Adnan Polat yönetiminin, devre arası bu oyuncuların ipini çekeceğini o ana kadar da takımın şampiyonluk şansını ortadan yok etmemek amacı ile bunu gündeme hiç almayacağı yönünde. Devre arası GS için çok hareketli gececek. GS futbol takımı için son 10 yıldır ilk defa bonservisler verilerek YERLİ futbolcu alınması şaşırtıcı olmayacak. Ben yabancı oyuncudan ziyade en az 3 yerli oyuncu transferi bekliyorum devre arası. Bu hem rakiplerimizi zayıflatacağı gibi takım içindeki " beyini kirlenmiş" oyunculardan kurtulmayı ve yabancı sınırı olan bir ligde, saha içinde hareket kabiliyeti sağlayacaktır, sakatı bol GS futbol takımının hocası Hagi'ye..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder